Gönende İki Yıl İçinde
İki İmamın İntihar Etmesi Üzerine
25.3.2015
Bir yıl önce Büyüksoğuklar imamı camide kendini astı, bir yıl sonra Yeniakçapınar imamı kendini asmış vaziyette intihar etti. İlyas hoca arkadaşımdı, iyi bir arkadaştı. Allah rahmet eylesin, taksiratını affeylesin. İntihar etmek bir insan için, bir Müslüman için özellikle bir imam için hiç olmaması gereken bir hadise. Dinimizde intiharın yeri yok, Müslüman asla intihar etmez.
Çok uzun yazmayacağım, buradan çok açık ve net söylüyorum ve çağrıda bulunuyorum. Gönende iki imamın intihar etmesi hadisesi Gönen için kara bir lekedir. Gönende bu hadisenin yaşandığı dönemde hasbel kader idareci olarak bulunan kişi yada kişiler her kimse üçüncü bir imam intiharı daha yaşanmadan önce bu kişiler bir saniye bile durmadan dilekçe verip emekliliğini istemeli, dilekçe verip tayin istemeli, dilekçe verip istifa etmelidir. Bu üçünden biri yapılmıyorsa, Ak Partiye, Balıkesir Müftülüğüne, Diyanet İşleri başkanlığına çağrımdır, derhal, resen, tayin mevsimini beklemeden görevden almalıdırlar. Yoksa sorumluluk ve ilgisizlik silsilesi uzar gider. Doğrusu ben Gönen müftüsünün adını bile bilmem. Bir defa işim düştü, bir hayırsever bir caminin onarımını yaptırmak istedi, müftülüğü aramış, bilgi ve görüş almak için, oradan da orada camiye ihtiyaç yok, hayrınızı başka camiye alalım demişler, gittim, durumu izah ettim, bana olumsuz cevap verdiler, tartıştık, çıkıp gitmiştim. Ben halkım, vatandaşım, benden kopuk bir müftülüğe bir daha uğramamıştım. Demek ki memurlarından da kopuk bir vaziyet var ki, insanların sosyal veya psikolojik sorunlarına çözüm bulunamıyor, memurlar o makama çıkıp sorunlarını aktaracak cesareti kendilerinde bulamıyorlar ki bunalıma girebiliyorlar. İnşallah hayırlı gelişmeler olur. Herkes görevini en iyi şekilde yapmalı, işte bende bir vatandaş olarak uyarı, ikaz görevimi yapıyorum. Alınanlar alınsınlar hiç umurumda değil. Kadir Demircan
İnsanlığa Rastlayamadığımız Bir Köy...
27.1.2015
Dün Hacıveliobaköy de arazide bozuk tarla yolunda arabayla çamura battık.
İki kişiydik, uzun uğraşlar sonunda da çıkamadık. Akşam karanlığı oluyor, yağmur yağıyor, çare arayışlarını sürdürüyoruz.
Hacıvelioba köyden birisinin telefonu vardı, aradım, battık, bir traktör veya iki insan lazım, arabayı hafif ittirecek dedik. Adam hemen, anında, daha düşünmeden cevap verdi. Kimse yok burada, kimseyi bulamam dedi. Sende traktör yok mu dedim, var ama sayada dedi.
Çaresizdim, telefon açık bekledim adamdan olumlu bir cevap gelir diye kapattı telefonu. Köyde başka bir teyzenin telefonu vardı onu aradım, Karadenizli teyzemiz, ev almış orada oturuyor. İsteğimi söyledim, traktör lazım, 600 metre ileriye gelip arabayı hafif çekecek. Teyze geri aradı, evlat traktörü olan iki köylüye söyledim, işimiz var dediler, ilgilenmediler. Sonra yeniden aradı başka birine söyleyeyim diye. Birisi gelecek dedi, adam traktörünü almış geliyor, sevindik. Bindik traktöre aracın battığı yere gidiyoruz. Adam iki de bir, daha çok mu, işim gücüm var diye homurdanıyor, yani lanet şerrine geliyor. Çekti çıkardı, birazda para aldı gitti. Arkadaşla beraber çok şoke olduk. İnsanlık diye bir şey kalmamış bu zamanda dedik . Köyleri, köylüleri hayırsever, misafirsever, yardımsever olarak biliriz. Her yerde öyle ama bu köyde böyle oldu ne hikmetse .
Umarım bu adamlar köyde istisnadır. Köyün adını bu şekilde lekelemezler Ama Hacıvelioba köyü için kötü bir hatıra olarak kalacak bu benim hafızalarımda. Ve o köye artık Keşif Dergisi de bırakmayacağım bundan sonra . Benim tepkim de bu kadar...
Ben birisi bir yardıma çağırdığında yarışarak, koşa koşa gideyim, gönlünü alayım, insanlık vazifemi yerine getireyim, iç huzuru yaşayayım üstelik sevap da kazanmış olurum diyenlerden bir insanım, Müslümanım.
Aradığım adam daha sonda merak edip ne oldu ne yaptınız, öldünüz mü, kaldınız mı diye geri bile aramadı. Vijdansızlık denilen şey böyle birşey olur herhalde.
Kobani istilası bize ne anlatıyor?
Dün konuştuğum herkes şehirleri alev topuna çeviren eylemlerin gerçek sebebini sorup durdu. Kısa cümlelerle söylemek gerekirse olayın özeti şudur:
Türkiye IŞİD'in Kobani'yi istila etme çabaları sonrası sınırda bir tampon bölge oluşturdu ve buradan gelen Kürt halkını koruma altına aldı. Ancak PKK ve onun siyasi uzantısı HDP, sınırların tamamen kaldırılmasını ve PYD militanının elini kolunu sallayarak Türkiye'ye giriş yapmasını istiyor.
Tek dertleri bu değil. Alenen söyledikleri üç şey var:
1- "Biz Tezkereye hayır diyor ve gelmiyoruz. Ama Kobani düşüyor. Siz bizim izin vermediğimiz bölgeye gidip bizim yerimize savaşmazsanız, biz de sizin mallarınızı yakarız!
2- "30 yıl ülkenizi bölmek için çalışan ve bu sinsi çalışmalarını halen sürdüren PKK'ya silah yardımı yapmazsanız biz yine mallarınızı yakar, size huzur vermeyiz!"
3- "Bizim bu iki isteğimizi yerine getirmezseniz, biz buraları yakar yıkarız ama aynı zamanda çözüm sürecini de sona erdirir yine kan akıtırız!"
Gezi olaylarında şehir iblisleriyle bir olan CHP böyle bir fırsatı kaçırır mı? O eylemlere uzaktan bakan PKK hazır potaya girmişken yeni bir ayaklanmanın ve hükümeti düşürmenin şeytani yollarını arıyor.
Sokaktakilere bakıyorsun...
Dersiniz ki Kobani'ye Türkiye saldırıyor. Birileri Kızılay'ın kan taşıyan araçlarını, halkın bindiği belediye otübüslerini ve kamu binaları ateşe veriyor.
IŞİD bu eylemleri görünce Kobani'den gerisin geri kaçacak sanıyor herhalde!..
Bir diğer kesim Atatürk heykelini ateşe vererek tatmin oluyor, heykelin kafasını IŞİD'cilere nazire yaparcasına koparıp onunla top oynuyor. IŞİD'i Atatürk mü kurdu ahmak herif? Onun heykelinden ne istiyorsun?
Birileri de Burger King'in önünde oturma eylemi yapıyor ki onların hali evlere şenlik! Mustafa Kemal'in askerleri önde, onlar arkada oturarak Kobani'yi kurtarıyorlar. Onlara 3 boyutlu Kobani maketi verin onu bile koruyamayacak kadar sefil bir görüntüleri var. Polis,"Gözaltına alınanlar Kobani'ye gönderilecek" diye anons yapsa, topluca kaybolacaklar inanın bana.
Komik hallerini tavuk görse 6 ay yumurtadan kesilir, o derece yani! Polis su sıkıyor diye çil yavrusu gibi kaçıyorlar ama, başkalarının çocuklarını orada kurşun yemeye göndermeye çalışıyorlar.
"Kobani düşüyor, neden ses çıkarmıyor, neden birşeyler yazmıyorsun? Seni takipten vazgeçiyorum çünkü, sen insanlağını kaybetmişsin" diyerek küfür ve hakaretler eşliğinde bize sataşanlar oluyor.
Dikkat buyurun!
Kobani'yi savunması gereken bölge lideri Salih Müslim kaçmış. Barzani'nin peşmergeleri kaçmış. PKK'lı ve PYD'li militanlar kaçmış.
İyi de...
Bana seslenmeden önce "Bak çözüm sürecini bitiririz ha" diyerek ikide bir Türkiye'yi tehdit eden PKK'nın lider kadrosuna seslensene akıllı!
Türkiye haftalardır YPG lideri Salih Müslim'e, "Sen bir yandan benim desteğimi istiyorsun ama diğer yandan benim en büyük düşmanım Beşar Esad ile işbirliği yapıp bölgede 250 bin Suriyeli'nin ölmesine aracılık ediyorsun. Ben sana nasıl güvenip o ateşin içine gireyim? Yarın orada sırtımdan vurulmayacağımın garantisini ver!" diyor.
Sen insan olup önce oradaki katliamı durdursana?..
Şurada yıllardır kan kusuyoruz. Renk, ırk, dil ve din ayrımı yapmadan, yerküre üzerinde kime zulüm yapılıyorsa biz onun acısını yüreğimizde en derinden hissediyoruz. Arakan'da, Somali'de, Doğu Türkistan'da, Mısır'da, Suriye'de, Filistin'de, Irak'ta ve bugün Kobani'de zulüm altında yaşamını yitiren her bir fert için yüreğimizde bir mezar kazıyoruz.
Peki sen?
İlk kez sınırımızda bir Kürt bölgesine saldırı oluyor diye insan olduğunu hatırladın değil mi? Biz ölen insanlığın yasını tutarken yanıbaşımızda kikirdeyip duruyordun. Yukarıda ismini saydığım ülkelerde can verenler için ne yaptın?
Dünyanın süper güç diye anılan tüm ülkeleri "Biz ancak hava operasyonu yaparız. Askerlerimizi o bataklığın içine sokmayız" diyerek bölgeyi havadan bombalamakla yetiniyor. Doğuda eylem yapanlar ise Türkiye'ye, "Onlar girmiyorsa sen gir" baskısı uygulamaya çalışıyor.
Bunu da devletin kolluk kuvvetleriyle çatışarak yapıyor. "Madem güvenlik güçleriyle çatışmayı çok iyi biliyorsun. Kobani sınırın birkaç kilometre ötesinde. Hadi sen git de görelim" diyorsun, cevabı hazır:
"Devlet sınır kapılarını kapatmış, bizim gidişimize izin vermiyor. Yoksa gideriz"
Bugüne kadar ülkeye sınır kapılarından girip çıkmışlar sanki. halbuki abilerine sorsalar, onlar patika yolları hemen söyleyiverir. Biz birkaç gün önce gidenlerin, nasıl koşarak ve yalvararak geri geldiğini çok iyi izledik. Gidemezler, çünkü orada Türk polisi yok, IŞİD var.
Belli ki birileri, ülke sınırlari içindeki vatan hainleriyle bir olup Kobani'nin intikamını, 150 bin Kürt vatandaşına kucak açan Türkiye'den almak niyetinde. Sipariş sözlerle konuşanların Kobani veya bir başka bölge umurunda değil...
Hedef silahların bırakılacağı tarih olarak açıklanan 2015 öncesi çözüm sürecini baltalayıp yeniden savaş ortamı yaratmak. IŞİD'in Kobani'ye saldırmasıyla bu zemin oluşmuş görünüyor. Türkiye'nin bölgeye girmesini isteyenlerin son kozu Kobani'dir.
Son yıllarda civardaki tüm ülke halkları için son umut, son kale olan Türkiye'yi karıştırma çabaları tutarsa herşey çok kötü olacak. Bölgedeki mezhep ve ırk savaşlarının önündeki tek bariyer Türkiye bu süreçten çok zarar görecek ama, şu bir gerçek ki bu oyuna gelen Kürtler için sonuç facia olacak.
Tek çare Kürtlerle Türklerin aynı barış sancağı altında toplanması... Bunu bir an önce gerçekleştirmezsek, yaşanacaklar için pişmanlık duyma şansımız bile kalmayacak.
Süleyman Özışık 8.10.2014
Diğer Yazılarım
boşuna algı operasyonu için çırpınıyor bu medya ve paralel elemanlar
boşuna algı operasyonu için çırpınıyor bu medya ve paralel elemanlar, halk yutmuyor artık. Haram para yemedik diyordu polisler, o maaşı devlet onlara başbakanın telefonunu yasadışı dinlesinler diye mi verdi. o maaş helal mı. polislere bak sen örgüt elemanı gibi davranıyorlar, zaman gazetesi de örgüt gazetesi gibi. Hiç çırpınmayın, halk galip, vatan hainleri mağlup olmaya mahkümdürler. Herkes hak ettiği cezayı çekecek. Ama bu dünyada, ama öbür dünyada. İftira atarak sahte delil üreterek hapislerde hayatlarını çürüttüğünüz insanlar ve onların ailelerinin ve çocuklarının bedduaları sizleri boğacaktır. Onlarla helallaşmediğiniz sürece, Ahirette de acıklı bir azap sizi bekliyor. Ey paralel devlet elemanları, israil uşakları...
Karalarçiftliği köyü eski muhtarı
Karalarçiftliği köyü eski muhtarı, çok az farkla kaybetmiş. Harun Bostancı, baksanıza adam ne kadar mutlu. 15 yıldır muhtarlık ve kooperatif başkanlığı yaptı, şehre oto stop yaparak veya motorsikletle gelir giderdi. Şİmdi de aynı, yengeyle motorsikletle bir yere gidiyorlar. İsteseydi altına son model araba alamazmıy dı. İşte halk adamı bu. Kazandığında da Kaybetdiğin de de mutlu olabilmek herkesin harcı olmasa gerek. Bazen kader
iyi insanlara da kaybettirir, eğer o kaybetmekse. Koltuktan düş, kanepeden düş, eşşekden düş, minareden düş ama , ama aslaaa gönüllerden düşme. Gönüllerden düşmeyen adam, Harun Bostancı abi selam olsun sana ve senin gibi gönüllerde taht kurmasını başarabilen ender insanlara...
Ben Tarafım
Gönendeki bir takım cahiller, partizanlar, kavgacılar ve fitneciler benim bir çizgimin ve siyasi görüşümün olabileceğini, ancak yazılarımda, haberlerimde, yorumlarımda, çıkardığım keşif dergisinde, yaptığım televizyon programlarımda ve tabiiki paylaşımlarımda, gerçekten görevimi yaptığımı, objektif ve tarafsız olduğumu, kendi siyasi görüşümdeki partiyi, uygulamalarını ve belediye başkanını kıyasıya eleştirdiğimi anlayamadılar. Onların gözünü taraflılık, dünya menfaati, hakkı ve doğruyu söyleyememe gafleti sarmıştı. Onlara göre tarafsızlık kendilerine destek vermekti. 1300 kişilik topluluğu 5.000 olarak yazmamdı. Bu olmayınca hakarette bulundular. İşte söylüyorum açıkça, Gönen belediyesinin hizmetlerini en fazla ben eleştirdim, ancak uluslar arası ve ulusal çeteler benim başbakanımı hedef alınca, pireye kızarak yorganı yakmadım, ülkem tehlikedeyken ilçem teferruattır dedim ve Ak Partinin Göbeğine oyumu bastım. Sonra gidip düne kadar eleştirdiğim Hüsseyin Yakarı ve Servet Bıyığı kutladım, tebrik etim. Bundan sonrada yanlışlarını ve doğrularını yazmaya, nalına da, mıhına da olmaya devam edeceğim. İşte milliyetçilik, vatansveverlik, ortak akıl ve sağduyu budur. Şimdi bana o küçük zekalılar internet sapıkları istedikleri kadar tarafsız ol desinler. Ben hak dan yana, doğrudan yana, adaletten yana, ülkemin ve vatanımın birliğinden, dirliğinden yanayım. o kadar...
Tarafsızlık Üzerine
İsmi bende saklı 2-3 arkadaş, bana tarafsız medya istiyoruz yazmışlar. Siz taraflı medya, parayla tutulmuş, satın alınmış, mevsimlik, çakma medya görmemiş siniz her halde. 32 yıldır bu işi yapıyorum. Bir tanesi de bana hakaret de bulunmuş. Tarafsızlık nasıl bir şey onlar için acaba. Herkesin mutlaka bir siyasi görüşü olur, gönlünde bir aslan bulunur. Ancak konuştuğunda doğru söyler, hakkı teslim eder, vicdan sahibi olur. İnsani ve ahlaki ilişkilerinden taviz vermez. Partizan olmaz. Onlara derim ki tarafsızlığımı kimsenin test etmeye hakkı yoktur. Herkes beni tanıdığı kadar tanır, kendimi anlatmama gerek yok. Kimseye yaranmak niyetim de yok. Vatan hainliğine, iftira kampanyalarına çanak tutarak tarafsız olunacaksa benim imanım da işte o yok. Gerektiğinde nalına da, mıhına da vururum. Beğenmeyen, taraflı bulan, küçük akıllılar bir tuşla listemden çıkabilir. Doğru bildiğimiz yolda devam ederiz. Biz Allaha ve ahiret gününe iman edenlerdeniz, bu vatanın sevdalılarındanız. Bazılarının hoşuna gitsin diye özel bir tarzımız yok. Yaptığımız iş ve eylemler Rabbimin hoşuna gitsin diye düşünenlerdeniz.
Bence... Bu Seçimin Anlamı
İsrail li bir yetkili bağıra bağıra diyor ki, Türkiye de ki bu seçimler büyük İsrail devleti projesi için çok önemli. Cemaat boyasındaki Asrın hainleri ve münafıkları ortaya çıktı, ülkeyi yıkmak, İsraile hizmet etmek için yapamayacakları hainlik ve alçaklığın olmadığı görüldü. Bu seçimler önce yerel seçimdi, sonraları genel seçim havasına büründü. Şimdi ise son yapılan dışişleri bakanlığı toplantısının ifşası hainliği ile, referandum havasına girdi. Artık yarın referandum oylaması var. Ülkem tehlikedeyse, ilçem benim için teferruat olmuştur.
MHP Belediye Başkan Adayı Mustafa Güncanlar
Köy Gezilerine Başladı
Keşif ekibi olarak ilk seçim gezisini MHP adayı Mustafa Gürcanların Tuzakçı köyü gezisi ve tanışma toplantılarıyla başladık.
2 Ocak Perşembe akşamı saat 18.00 da Tuzakçıda 8-10 araçlık bir ekip ile gidildi.
Yatsı namazında biraz duraklama yapıldık dan sonra bütün kahveler tek tek gezildi. Belediye başkan adayı Mustafa Gürcanlar kahvelerdeki vatandaşlardan müsaade alarak beşer dakikalık konuşmalarında önce kendisini tanıttı ve ileriki zamanlarda projelerimizi anlatmak için yeniden sizlerin huzuruna geleceğiz deyip helalleşerek ayrıldı.
İzlediğim kadarıyla köy halkı seçim gezilerine çıkan adayları pür dikkat dinliyorlar. Malum önceden dinlemiyorlardı, çünkü belediye başkanıyla bir ilgileri yoktu. Ancak şimdi öyle değiller. Kulaklarını dört açıp dinliyorlar.
Sanırım bu sefer seçimlerin kaderini köyler belirleyecek. Köylü kendine daha yakın hissettiklerini, sorunlarından daha iyi anlayan kişileri tercih edecek. Otel salonlarında, lüks salonlarda önlerinde rakı ve bira şişeleriyle pozlar verenler pek prim yamayacak gibi gözüküyor.
Mustafa Gürcanlar bu yönde diğer adaylardan biraz daha şanslı gözüküyor. Ziraat mühendisi, köy halkıyla, tarım ve hayvancılıkla ilgili önemli projeleri olduğunu söylüyor. Tek kurusu belediye başkanlığında onar yıllık deneyimi olmaması.
Daha henüz ekibi belli değil. Herkes 25 kişilik belediye meclis listesini merak ediyor. Yanında kopuk, kendi işinde başarılı olamamış, toplum içinde bir yeri ve değeri olmayan kişiler mi olacak, yoksa toplumda saygın kişiliği olanlar ikna edilip liste güçlendirilecek mi hep birlikte göreceğiz. Halkın bunlar mı belediyeyi yönetecek türünden liste görmek istemediği belli. Bu bütün partiler için geçerli.
Gördüğüm izlenimlerim, halk şimdilik pek renk belli etmiyor. Bütün adayları ve yanındakileri çok net olarak görmek, dinlemek istiyor. Kanaatler seçimlere bir hafta kala hatta bir gün kala ancak oluşur. Ama çok önceden oluşan kanaatler de vardır tabiî ki. Ben hep baştan beri, bir yıldır bütün yazılarımda bir şarkı gibi yeni bir aşk, yeni bir heyecan, yeni bir yüz, yeni bir vizyon, yeni bir iş, yeni bir aş lazım dedim. Dedim dedim de hep eski yüzlerle tostlaştık. Ak Parti baksanıza hala ülke genelinde yüz civarında adayını belirlemede sıkıntılı. Bunlardan birsi de Gönen. Gürcanların şansı şu konjektürde oldukça yüksek. Yakar ve yanındakilerin bindirilmiş kıtalar halinde nefret edenleri ve intikam intikam diyenleri varken, Kösenin ülkede dış ve iç işbirlikçi güçlerle hükümeti devirmeye çalışan ve ülkeyi sıkıntıya sokan bir parti ile bünyelerin kabullenememesi sıkıntısı varken, 30 Mart Sandığı SÜRPRİZZZ diyebilir. Gürcanlar çok şansı bir dönem yaşıyor vesselam….
Şunu da söyleyeyim, diğer partilerinde gezilerine katılacağım, sizlerle paylaşacağım. Yakında Venüs FM de Gönen Sohbetlerinde bütün adaylarla ikişer saat canlı yayında konuşacağım
Gönen’i Tanımak Lazım, Tanımak İçin de Gezmek
Gönen için şifa diyarı boşuna dememişler. Türkiye’miz, ülkemiz çok güzel bir ülke, taşı toprağı altın.
Bütün bölgeleri ayrı güzel, ayrı özel. Marmara bölgesi ve özellikle Güney Marmara bölgesi bir başka özel ve bir başka güzel.
Balıkesir ili Türkiye nin tarım potansiyeli bakımından birinci sırada bir il. Balıkesir’in 19 ilçesi var. En büyük ilçeleri Bandırma, Edremit ve arkasında üçüncü sırada Gönen.
Gönen Balıkesir’in en güzel ve en özel ilçelerinden birisi. Anlamak için yaşamak lazım. Yaşamak için gezmek, dolaşmak, incelemek lazım. Tabiiki gezip dolaşırken, incelerken araştırmak, yorumlamaya çalışmak, kıyaslamak lazım. Bakmakla görmek arasındaki farkı hissetmek lazım. Gönen’i tanımak istiyorsanız ne kadar güzel ve özel olduğunu kabul etmek ve anlayabilmek için tavsiyem şudur.
Sabah güneşini arkanıza alarak Kalfaköy tepsine çıkacaksınız ve dağların eteğinde, adeta çanak şeklinde kurulmuş ve etrafı dağlarla örülmüş Gönen’i uzun uzun, derin derin seyri temaşa eyleyeceksiniz.
Akşam üzeri ikindi sonrası İncirli tepesine çıkacaksınız, 850 rakımdan Gönen’i kuş bakışı, arkasında Çakmak bayırı ve Çobanhamdiye dağlarının eteğinde kurulu şekilde izleyeceksiniz.
Gönen her mevsimde bir başka güzel, bir başka özel.
Kışın gideceksiniz Alacaoluk kayın ormanlarında sararmış ve halı gibi yerlere serilmiş yaprakları ve rüzgarın dallardaki uğultusunu, keçilerin ormandaki çanlarını dinleyecek, izleyeceksiniz.
Alacaoluk yolundan sabah vakti tarihi Alacaoluk kalesine bir kuşbakışı yapacak ve bu kalede zamanın insanları bu şartlarda nasıl yaşamış diye düşünüp derin tefekküre dalacaksınız.
Kış mevsiminde dağların ve ormanların slületini bembeyaz izleyeceksiniz. İlkbaharda çiçeklerin açışını, böceklerin uçuşunu, arıların çiçekten çiçeğe dalışlarını izleyeceksiniz. İlkbaharın, Mayıs ayında Geyikli ormanlarındaki dağların arasındaki tarlalarda çayırların ve çiçeklerin, otlayan koyunların ve ineklerin fotoğraflarını çekeceksiniz.
Derelerdeki akan suların pırıldamalarını, dalgalarını çekeceksiniz. Dereköye alabalık çiftliğinin kenarındaki tarihi yerleşim yerinde Bizans ve Roma dönemlerine ait kalıntıları, taş mezarları, mağaraları yaşayacaksınız. Yenice yolundan seyrederek dağların arasından Gönen barajını, yüksek tepeleri ve ormanları izleyeceksiniz.
Velhasıl kelam; Gönen oyasıyla, pirinciyle, kaplıcasıyla, devasa kayın ve meşe ormanlarıyla, mandalarıyla, kızılcık ve ıhlamurlarıyla, 89 köyü ile, tarihi kalesi ve antik mekanlarıyla, Güvercinli köprüsü, arab baba türbesi, şelalesi, bağları, bahçeleri, ormanları, akarsularıyla bir başkadır benim memleketim diyeceksiniz.
Gönen’de olmak demek 25 dakikada Türkiye’nin sağlık, doğa ve şifa sahili Denizkent’e, 50 dakikada dünyaca ünlü oksijen deposu olarak bilinen Kazdağlarına, 90 dakikada Ayvalık sahiline ve Ege denizine, 30 dakikada Erdek yarım adası ve sahillerine, 35 dakikada Bandırma hızlı feribota ve deniz ulaşımına sahip olmak demek, bu imkân ve nimetlerden yararlanmak demektir.
İşte Gönen budur. İşte Göneni gezmek ve anlamak bu demektir. Göneni sevmek güzeldir, Gönen de yaşamak özeldir. Gönen Güzeldir vesselam…
İlçe Belediye Başkan Adayları
Hala Açıklanmadı 8.12.2013
Edip Uğurun Balıkesir Belediye Başkanlığına adaylığı resmen açıklandı ve seçim çalışmalarına hızlı başladı.
Önce İstanbul da sonra Balıkesir de karşılamalar oldu.
Dün de yani Cumartesi günü de Gönen'e geldi. Anlatılanlara göre Hükümet meydanındaki karşılama yine sönük geçmiş, 200-250 kişilik bir topluluk ancak oluşabilmiş.
Topluluk da bir de sürpriz yaşanmış. Bir grup genç, Edip Uğurun karşısında, kimsenin fazla önemsemediği Ak parti Belediye Başkan aday adaylarından Tarık Dağlı nın posterini açmışlar ve Tarık Dağlı diye slogan atmışlar. İlginç değil mi. Demek ki gençler genç ve dinamik birini arıyorlar.
Anlatılanlara göre, herkes Hüseyin Yakar artık tamam, kesinleşti diye sessizliğe bürünse de, durum pek de öyle gözükmüyor gibi.
Sıkıntılı bir sürece girildiği ve Gönen adayının açıklanmasının ay sonuna kadar da sarkabileceği konuşuluyor. Anlaşılan o ki aday konusunda sürprizlere hazır olmalıyız.
Çünkü Ak partiyi karşısındaki güçlü ittifak ve deneyimli politikacı olan ve yabana atılamayacak da tabanı bulunan Hayati Köse zorluyor.
Hüseyin Yakarın da önemsenecek nitelikte bir tabanı bulunsa da, kendisi ve yanındakilerin yıpranmışlığından, yıpranmış ekibini değiştirmeye niyetinin olmadığının görülmesinden, halk içindeki kişisel husumetlerin tezahürlerinin sandığa olumsuz yansıyacağı ve iktidar partisi avantajının bulunmasına rağmen seçimleri kaybetme riskinin bulunduğu bir gerçek. Vatandaş işte bunları konuşuyor, duyduklarım, dinlediklerim bunlar.
Aslında popüler olabilecek halk içinde makes bulan isimler vardı. Metin Erbay, Ekrem Okan, Muzaffer Malcıoğlu gibi ama. Nedense bu isimlerin üzerinde hiç durulmadı. Erbay için artık çok geç, Ekrem Okan kabul etmiyor, Malcıoğluna sorulmadı.
Mevcut aday adaylarının içinde şu pozisyonda Tarık Dağlı ve Yüksel Bağışlar en şanslı aday adayları olarak öne çıkıyor.
Çünkü halkın büyük ekseriyeti farklı ve pozitif bir sima arıyor. Genç, ufku geniş, halk ile iletişimi güçlü, yıpranmamış birine bakıyor. Doğrusu ben de aynı fikirdeyim. Farklı bir sima olsun istiyorum Gönen belediye başkanı. Nasip, kısmet kime ise o olacak. Hayırlısı olsun, hayırlı ise olsun diyelim ve beklemeye devam edelim.
CHP nin Gönendeki İlk Aday Adayı Ümit Yergal İle Derin Seçim Analizleri Yaptık
Ümit Yergal Makine Mühendisi, CHP Yönetiminden ayrılıp istifa etti ve Gönen Belediye başkanlığına aday oldu. Sonra partisi Hayati Köse İle anlaşınca sessiz kalıp, parti disiplinine uydu ve Köseyi kutladı. Bence Ümit Yergal olur da Hayati Köse belediye başkanı seçilirse, belediye başkan yardımcılığı da Yergalın münasibi en tabi ve doğal hakkı. Bunun için 25 kişilik belediye meclis üyeliğinde Ümit Yergal muhtemelen 1 sırada meclis üyesi ve doğal olarak da belediye başkan yardımcısı olması gerekiyor. Benim mantığım, öngörüm, suyun doğru akışı böyle olur. Yine muhtemelen Burhan Özdemir, İbrahim Arcan, Ülkü Dönmez gibi değerli isimlerde bu kabinede yerini alacaklara benziyor. Hayati Köse DP kökenli kimleri alır bilinmez ama, önceki dönem isimlerinden Azim Korkmazın ismi de zikredilenler arasında. Ümit yergal bu seçimleri kesin alırız diyor. Hele hele Yakarı aday gösterirlerse dahada kesin olur düşüncesinde. İktidar partisi için çok stresli bir seçim geçeceğe benziyor. Ben taraf değilim tabii, ancak benimde gönlümde bir isim var. İlla benim dediğim olacak değil tabii. Demokrasi bu, benimde a planımdan başka b-c-d gibi planlarımda vardır. Ben Gönen kazansın istiyorum. Yıllardır Gönenin tanıtımı için g
ayret ediyoruz, çalışıyoruz. Bu belediye yönetimi kadar bizim çalışmalarımıza fransız kalan, şaşı bakan bir kimseler görmedim daha. Ben Ümit Yergala ve Hayati Köseye bir telefonla ulaşabiliyorum, konuşabiliyorum, dokunabiliyorum. Başkalarına ise her seferinde soğuk duvarlara tosluyorum. Benim için, insanlar için ulaşılabilen, görüşülebilen, dokunulabilen sıcak insani faaliyetleri olan insanlar önemli. Bana tepeden bakan, tenezzül etmeyen kişi Gönen uçak alsa, havaalanı kursa bile hiç bir kıymeti yok. Önce gönüller fethedilmeli. Tahminim o ki Balıkesir de Edip Uğur, Gönende Hayati Kösenin kazanacağı ihtimalini yüksek buluyorum. Vatana millete hayırlı olsun.
Seçimlere Doğru Tarık Dağlı İle Sohbet
Tarık Dağlı Ak Partiden Belediye başkanlığına aday adayı. 9 Kasımdaki temayülde 5 adaydan birisi kendisi. Genç, hakiki Gönenli, üniversite mezunu, heyecanı, hedefleri, projeleri olan biri. 1999 da Gönen PTT de göreve başlamış. Sonra bir haksızlığa uğramış, çeşitli yerlerde görev yapmış. Uğradığı haksızlığı zamanının Ak Parti ilçe başkanına iletmiş ama sonuç alamamış. Şu anda Bandırmada görevli ve belediye başkan adaylığı için ciddi ve cesur bir teşebbüste bulunmuş aday olmuş. Çalışmalarını sürdürüyor.
Cesaretinden dolayı kendisini tebrik ettim. Bir de Gönen de iktidar partisinden 5 tane belediye başkan adayı olması demek mevcut belediye başkanının başarısızlığının ve halkta bir karşılığının olmamasının kesin kanıtı demektir. Güçlü ve halkta önemli yeri olan bir belediye başkanının karşısına aday adayı olarak çıkmak mümkün mü.
Gönende gerçekten yerli ve halktan kopuk olmayan bir belediye başkanına ihtiyaç var. Ben geçen sene 20 civarında ilçeye gittim, gezdim, beş altı belediye başkanı ile görüştüm. Telefonlarını alıp cep telefonundan aradım kendilerini, inanın hepsine istisnasız ulaştım, hepsi telefonuna cevap verdi. Bir tek cevap vermeyen, bütün aramalarıma rağmen geri dönüş yapmayan bizim belediye başkanımız oldu maalesef.
Tarık Dağlı eğer seçilirsem bütün mesaimi belediye hizmetlerine vereceğim diyor. Yani belediye başkanlığını tam maaş olarak alıp, parttaym olarak yapmayacak mış, ben öyle anladım.
Ak Partinin karşısında çok güçlü bir rakip ve ittifak var diyor. Mevcut yıpranmış ve birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışan iki adayın kesinlikle seçimleri Hayati Köseye hediye edeceğini iddia ediyor. Ancak ben bu seçimleri alabilirim diyor. Halk ile iletişimim son derece iyi ve her yerde tanınıyorum diyor. En azından halk ile bir problemim yok diyor.
Hayırlısı olsun diyelim. İnşallah Gönen kazanır. Biz iyiden, başarıdan, hizmet edecek kişiden yana tarafız.
Tarık Dağlı 0536 6704181 Ak Parti Gönen Belediye Başkan Aday Adayı
Seçim İzlenimlerim
Hüseyin Yakar ve Hayati Köse İle Sohbet
Malum yerel seçimlere şurada 5 ay kaldı. Bütün ülke seçimlere, adaylara kilitlenmiş durumda.
Gönende de durum farksız. Beş ay sonra kim belediye başkanı olacak ve 5 yıl Gönen’i kim yönetecek, soru, merak ve mevcut durum bu.
Hayati Köse mi Hüseyin Yakar mı, Aydın Karakaya mı, Mustaf
a Çulcu mu, Yüksel Bağışlar mı yoksa Tuncay Salımı veya Sarıköy belediye başkanı Ali Yeşildağ mı. Ekrem Okan mı, Metin Erbay mı, Muzaffer Malcıoğlu mu, Mehmet Karatan mı, Zeki Kardeş mi kim…
Pazar ve pazartesi günleri art arda iki önemli isimle sohbet ettik. Önce mevcut belediye başkanımız Hüseyin Yakar ile Yıldız Otelin önünde çay içtik, iki saate yakın konuştuk.
Bir gün sonra eski belediye başkanımız Hayati Köse ile kendi mekânında bir buçuk saate yakın sohbet ettik.
Malum Gönenin tam 20 yılına damgasını vuran bu iki isim çok önemliydi. Sohbetlerimiz de önemliydi. Tabiiki ben de gözlem ve izlenimlerimi elde etmeye çalıştım, şimdide acizane sizinle paylaşmaya çalışıyorum.
Tabiiki Yakar la sohbetimizde Zeki Eren ve Ümit Dağcı da vardı. Hayati Köse ile sohbetimizde de DP İlçe başkanı Mustafa Güner ve İsmet Çivicioğlu da vardı.
Önce mevcut belediye başkanımız Hüseyin Yakar ile olan sohbetimi ve izlenimlerimi özetleyeyim. Hüseyin Yakar üçüncü defa yine aday. Gönen için çok büyük hizmetler yaptığını, önemli eser ve projelere imza attığını, ama Gönen halkının bunu yeterince anlayamadığını belirtiyor.
Allah nasip ederse yeniden hizmete devam edeceğiz. Olursa da olur, olmazsa da olur, her şeyin hayırlısı olsun duruşunda.
Hayati Köse de kurmaylarıyla ve partisiyle yoğun bir çalışma içinde. Kafası da oldukça karışık. Yani hangi partiden olursa daha iyi olur, kazanılır arayışı var. Malum üst üste iki seçimde kaybetmiş olmanın bir korkusu da hakim.
DP den kazanma şansı zayıf ihtimal. MHP den aday olması daha zayıf. En mantıklısı ve kolay ihtimalli olanı CHP gözüküyormuş. CHP yönetimi istiyor, DP yönetimi istiyor, her iki partinin yönetiminden ve tabanından cılız da olsa karşı çıkanlar var.
Bütün bunlara rağmen ittifak % 95 tamam görünüyor. Yani Hayati Köse CHP nin adayı, DP nin adayı, MHP den destek umuyor, Ak Parti muhaliflerinin de desteğini bekliyor.
Durum özetle şu ki; Gönen seçimleri Ak parti ile Hayati Köse arasında geçecek. Kim ne derse desin durumun özeti bu. İki aday var, Ak Parti ve Hayati Köse gerisi teferruat.
Hüseyin Yakar kendisi istiyor aday olmayı ve devam etmeyi, bir de belediyede ve kaplıcalarda dolaylı ve dolaysız olarak işe yerleştirdiği kişiler ve onların aileleri, yakınları, arkadaşları ve tabiiki 10 yıl içinde oluşan partili- partisiz doğal bir tabanı var.
Hayati Köse ise kendisi istiyor, tabanı istiyor aday olmasını. Onun da hizmetlerinden memnun olan dinamik ve pozitif bir tabanı var. Yolsuzluk, hırsızlık suçlamalarına 10 yıl bütün her şey elerlindeydi, bir tek ispatlanmış, mahkûmiyet almış bir konu var mı diye soruyor.
Her iki sohbetimden izlenimlerime gelince. Hüseyin Yakarın seçimlerden pek de ümitli olmadığını, çok da bu işe asılmadığını anladım. Olursa da olur, olmazsa da olur anlayışında gördüm.
Tekrar belediye başkanı olamazsam işim gücüm var, dönerim mesleğime, işimin başına diyor. Zaten on yıl bolunca da hiç fabrikanın işlerinden kopmamış, pek aksatmamış işlerini. Belediye başkanlığını esktsra bir görev olarak görüyor, asıl mesleğine ağırlık veriyor.
Ben ce bu fikir yanlış. Belediye başkanı başkan olduktan sonra kişisel eşyalarını toplar l belediyedeki odasına koyar, önceki bütün işlerini hem maddi anlamda hem de manevi anlamda rafa kaldırır, askıya asar. Kollarını sıvar kendini halkın hizmetine verir. Gecesi, gündüzü, cumartesi pazarı hep halk hizmetinde olur. Öğleye kadar makamında görüşmeleri, öğleden sonra kaldırım yapan ustaların, lağım temizleyen işçilerin yanında, halkın çay ocağında, kahvesinde, dükkanın da, cenazesinde, hatimin de, düğününde olur.
Bir koltukta beş tane karpuz olmaz, gitmez, yürümez, iki tane bile gitmez. Gider de işte halkın memnun olmayacağı şekilde kör topal gider.
Hayati Köze CHP den aday oluyor, kazanır mı bence kazanabilir. Çünkü arkasında muhalefet partileri, parti içi muhalifler ve köklü bir kitlesi, tabanı var. Şahsi, bireysel kırgınlıklar parti, hizmet, iktidar falan tanımaz. Ben de şahsen aynı görüşteyim. Yani belediye başkanlığı hizmet gelsin diye iktidar partisinde olmalı anlayışı doğru, güzel ve iyi fikir. Ancak iktidar partisi benim sevmediğim, nefret ettiğim, adını bile duymak istemediğim bir adamı aday gösterirse … .
Onun için AK Partinin işi oldukça zor. Delegeler 10 Kasımda Balıkesirde ön seçim yapacak. Delegelerin çoğu zannımca belediyede, kaplıcada yakınları olan insanlar ise, mevcut yönetim döneminde delege yapılmışlarsa, seçimi tarafsız, toplumun, Gönen’in, partinin kazanması lehinde ve yolunda karar vermek zorundadırlar. Neticede kendi verdiği oylar ile bu seçimler kazanılamaz, kendileri için değil genel seçmen kitlelerinin tercihlerini göz önüne alarak karar vermelidirler.
Ben hiçbir kimse değilim, basit, sıradan bir vatandaşım, Gönenliyim, Gönen de yaşıyorum, benim fikirlerimi kaale alan olmaz ama ben yinede söyleyeyim. İster alsınlar ister almasınlar, bana ister sövsünler, ister saysınlar. Ben bağımsız, tarafsız, objektif, kendimce kabul ettiğim doğruları, fikir ve düşüncelerimi hiç kimsenin baskısı ve yönlendirmesi adtında kalmadan, kimseye yağcılık ve yalakalık yapma ihtiyacı hissetmeyen yazıyorum, çiziyorum. Müstakil bir vatandaş olmaktan da gurur duyuyorum. Kim belediye başkanı olursa olsun omurumda değil. Bütün bu tespitleri sıraladıktan sonra devam edeyim yazmaya.
Benim âcizane fikrim, tavsiyem Hüseyin Yakar’ın adaylıktan feragat etmesi, geri çekilmesi. Ne olur ileride ben aday olmadım demek başka, parti tercih etmedi, eledi, aday göstermedi demek başka. Veya aday gösterildikten sonra seçimi muhalefete kaptıran ve partiye oy kaybettiren bir kişi olarak anılmak başka.
Hayati Kösenin yerine olsam hiç aday olmam, bu millete, kendini sevenlere, sayanlara, değer verenlere zorunlu olarak CHP ye oy verdirtmem. Ben şahsen bütün sağ partilere oyum nasip olmuş birisi olarak, bir sol partiye, benim inançlarımın, değerlerimin her karşısında duran, aleyhinde çalışan bir partiye asla ve katta oyumun nasip olmasını istemem. Bu benim fikrim. Herkesin fikrine de saygı duyarım tabiiki.
Ak Parti bun denklemde tabanı olmasa da, toplum içinden tepki görmeyecek, kabullenilebilecek, hazmedilebilecek farklı, sürpriz bir aday çıkarmalıdır. Mevcut adaylara ben doğrusu şans vermiyorum. Gönen de halkın zihninde kötü anılar bırakmış, tanınmayan, bilinmeyen, halkın daha önceden dokunamadığı, sohbetinde bulunmadığı kişilerin de prim yapacağını zannetmiyorum.
Yerli olan, halktan kopuk olmayan, üniversite mezunu olan, Gönenli olan, Gönen de yaşayan, önceki işlerinde rüştünü ispatlamış, enerjisinin yüzde yüzünü halkın hizmetine adayabileceğine inanılan isimler üzerinde durulmalı. Yıpranmışlardan asla uzak durulmalı.
Benim acizane kim ve hangi partiden seçilirse Seçilsi,n Alalha yemin olsun ki zerre kadar bir beklentim, menfaatim yok, olmadı, olmaz da. On yıldır olmadı, 10 yıldır mevcut yönetim bizim hizmetlerimizden haberdar olamadı, tanıyamadı, tanışamadık. 10 yılın sonunda tevafüken kaplıca önüne iki saat sohbet etmemizin benim için bir anlamı olamaz.
Ben tam 10 yıldır GönTAM’ın başkanıyım, Gönen için yüzlerce hatta binlerce eser, proje, çalışma gerçekleştirdik. Bizim hizmetlerimizi, Gönenin, Türkiye’nin, dünyanın bilmesine, tanımasına ve takdir etmesine rağmen yerel yönetimin temsilcileriyle 10 yılın sonunda sadece iki saatlik bir tanışıklığın ve sohbetin ne anlamı olabilir. Geçen yıl, televizyon programı yapıyoruz, kaplıcanın reklamını da koyalım, bize ayda sadece 200 TL cik bir katkı sağlayın teklifimiz olmuştu, ret cevabı almıştık. Yani Gönen Kaplıcarının 200 TL lik bir desteğini alamamıştık. Oysa biz günde en az 10 kişiye kaplıcaları anlatıyor, oranın telefonunu veriyorduk. Şimdi ben böyle bir anlayış dan ne bekleyeyim ki Gönen için. Bizim hizmetlerimiz ortada, ne yaptığımızı, niçin çalıştığımızı cümle alem biliyor.
Son olarak her şeyin hayırlısı olsun, Allah hayırlı kişileri nasip etsin diyoruz. Öyle bir karar alalım ve verelim ki beş yıl pişmanlık duymayalım. Allahın dediği, halkın, demokrasinin, çoğunluğun dediği olsun.
Allaha Emanet olun… A.Kadir Demircan 05366062730 29.10.2013
İşte Patron Dediğin Böyle Olur.
Bayramda İşçilere İzin Verdi Markette Tek Başına Çalıştı.
Biz sonradan görme bir çok patron gördük, müdür gördük. Gerçeğine rastlamak günümüzde kolay kolay mümkün olmaz.
İşletmelerinde 3 kişiyi çalıştırdıklarında kendilerini bir şey zanneden, alçak yerleri ben yarattım (haşa) diyen, kendi çıkarlarından başka kimseyi görmeyen, sivil toplumculuktan, hayır hasenat işlerinden uzak, bir derneğe, vakfa, fakire, fukaraya, kültür sanata, dergiye, gazeteye 5 lira veremeyen, verirken de elleri titreyen, hayatında bir okul, cami, şadırvan, çeşme yaptırmak nasip olmamış, verdiği sözleri tutmayan, söylediği zaman yalan söyleyen, kazandığı onca parayla kendine bir elbise bile alamayan, insan içine çıkmayan, s
özüm
ona bir yaralı parmağa …., telefonlarını kimseye aramasınlar diye vermeyen, sekreterine de verdirtmeyen, işine gelmeyen aramalara telefonunu açmayan, geri dönüş yapmayan ne patron bozuntuları görüyoruz günümüzde.
Adam; işçileri mağdur olmasın, memnun, mutlu olsun diye bayram günü onlara izin veriyor, gıda markette tek başına kendisi çalışıyor. Telefon ediyorsun, Cevat veremiyor, beş dakika sonra geri arıyor, telefonumu kimseye vermeyin diye elemanlarına tembihlemiyor.
Sarıköy de kurdukları bir fabrikayla peynir, ayran ve yoğurt
üretiminde Gönende ve bölgede liderliğe oynayan, kaliteli peynir üretimiyle bölgede adından söz ettiren, Gönende 3, Sarıköy de bir, Çan da bir şubeden oluşan 5 şubesiyle kendi ürettiği peynirleri yine kendisi pazarlayan Kartal Sütü’n sahiplerinden Serdar Kartal’ı bayramın ikinci günü Gönen çarşı meydanındaki şarküteri marketinde tek başına çalışırken, rafları düzenlerken, peyniri tartarken, müşterilere ayran verirken gördük.
Ahirette olduğu gibi yeryüzünde de kullar kulların şahitleri olacaktır. Biz de acizane gördüğümüz , şahit olduğumuz bir kişiye, konuya, olaya şahit olduk ve sizlerle paylaştık. Darısı herkesin başına diyelim. Herkes iyi insan olsun, topluma yararlı, örnek olsun. İyi insan olmanın dünyada da ahrette de mükafatı oluyor, önemli oluyor, Serdar Kartal kardeşimi vesile ederek bu hususu vurgulamak istedik. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
İmtihan dünyasındayız, davranışlarımızla, harcamalarımızla, çalışmalarımızla, yaptıklarımız ve yapmadıkjlarımızla imtihan olunuyoruz. Her şey amel defterine kaydoluyor unutmamalıyız. Gizli saklı bir şey yok unutmamalıyız…
Yerel Seçimlere Çok Az Bir Zaman Kaldı
Ali Yeşildağ’ı Ziyaret Ettik
14.10.2013
Geçen hafta yolumuz Gönen’in şirin beldesi Sarıköy’e düştü.
Önce Sağlık ocağındaki çocukluk arkadaşımı NaciYetim’i ziyaret ettim, sonra belediye başkanı Ali Yeşildağ’ı ziyaret ettik. Ali abiyi, önceden aradım, yerinde mi, müsait mi, randevu kabul eder mi diye.
Aradım kendisini selamünaleyküm ali abi dedim. Ben Kadir Demircan Keşif dergisi, Sarıköyden geçerken bir de seni ziyaret edeyim dedim, müsait misin dedim. Nedemek Kadirciğim, misafirlerim, görüşmelerim var ama, beş dakika sana zaman bulamayacak mıyız, buyur gel dedi. Ve giderken yolda, köyün orta yerinde mısırsergisini görünce dayanamayıp durdum ve cin mısırı öğüten makinayı inceledik,haberleştirdik. Biraz gecikmeli olarak belediye başkanının odasına girdik. Otuz dakika kadar sohbet ettik, bana projelerini anlattı ve sonra vedalaştık, ayrıldık.
İşte halkla iç içe olan adam diye ben buna derim. Ben Ali Yeşildağ’ın Sarıköy de neler yaptığına bakmam,öncelikli olarak bu insani, sıcak ve örnek davranışı bende iz bırakır.
Daha sonra neler yaptığını merak ederim. Maşallah Ali abi, kıt imkanlara, olumsuzluklara rağmen iyi işler yapmaya çalışmış.
Tabiiki herkesin memnun olamayacağı gerçeği de ortada. Çıkışta yeni Pazar yerini gezdim. Süper bir kapalı Pazar yeri yaptırıyor, bitmek üzere.Yine pınarkent de, özel şirkete sağladığı imkanlarla büyük bir otel yatırımı var, pınarkent ve sayesinde denizkent de canlanmaya başladı.
Yine şehrin dışından çevre yolu yapılmış. Halk genel itibariyle hizmetlerden memnun, belediye başkanının yerine getiremediği sözler de varmış, ancak belediyenin kalkmasından çok şikayetçi. Hiç kimse belediyenin kalkmasından memnun değil, Ak Partiye de bu yüzden kızgın.
Sarıköy, diğer çevre köyleriyle beraber 15-16 bin nüfusa sahip. Gönen belediye başkanlığı seçiminin kaderini bu belde belirleyeceğe benziyor. Bakarsınız hükümet, Ak Parti Genel merkezi, Başbakan bir sürpriz yaparak bu insanların gönlünü alabilir. Ali Yeşlildağ Gönen için aday gösterilebilir mi, bence olabilir. Bu kadar gönlü kırılmış insanın gönlü alınmış olur, Gönen halk içinde yıpranmış,tartışılan, hiziplerin adaylarından kurtulabilir.
Hayati Köse Gönen de yine önemli, hatırı sayılır, potansiyel bir aday. Ak Parti bu dönemde bütün ülkede seçimlere asılıyor, kazanmak zorunda olduğunu hissediyor. Balıkesir ve ilçeleri de öyle. Bunun için kendini rizikoya sokacak adaylara yönelerek yanlış yapmaz. Bence Ak parti tartışmalı adaylarla Hayati Kösenin kazanmasını ve Ak Partinin kaybetmesi ihtimalini göze alamaz.
Bunun için tartışmasız, kendi alanında başarılı, kökeni Gönen olan, sivil olan, halkla barışık, diyalogu ve etkili iletişimleri bulunan Ali Yeşildağı aday gösterebilir. Benden söylemesi.
Ben bütün alternatifleri ve etmenleri incelediğimde olayı böyle okuyorum. Tartışılan birbiriyle, kavgalı, geçimsiz, hiziplerin ve grupların adayları Gönen de kazanma durumları görülmemektedir. Kazansalar bile bu kavgaların devam edeceği gerçeği ortadayken en kestirme yol tartışılmayan, yıpranmayan ve biraz da bu işlere meyilli, halktan kopuk olmayan kişilere yönelmek en mantıklı seçenek olarak geliyor aklıma.
Mesela Ali Yeşildağ olmadı diyelim, alternatif isimler Metin Erbay, Muzaffer Malcıoğlu, Ekrem Okan gibi isimlerde halk içinde karşılık ve taban bulabilecek isimler. Yoksa bu seçim Gönende Ak Parti için çok rizikolu. Ben gerçekten Ali Yeşildağ’ı başarılı buluyorum. Sarıköy belediyesinin çalışmalarını, Gönen belediye hizmetlerinden çok çok başarılı buluyorum, bunu açıkça ifade etmeliyim.
Ben seçimden seçime gelen, bayramdan bayrama mesaj çeken, 10 yıl içinde 5 dakikalık bir görüşmemiz, tanışıklığımız bile olmayan bir belediye başkanını neyleyeyim.
Ben acizane şu kanaatteyim ki, Sarıköy ve civar köyler iktidar partisi için sürpriz sonuçlar verebilir, iktidar partisi, Gönende tamamen Gönen kökenli olanını, tamamen sivil kökenli olanını, tamamen halka iç içe ve barışık olanını, tamamen hiçbir grubun ve oluşumun adamı ve adayı olmayanını bulmak zorunda. Benden söylemesi….
Benden Söylemesi.... İster kızın, küfredin, ister çatlayın, ister teşekkür edin. Ben doğruları söylemekle mükellefim.
2.9.2013
Benden Söylemesi.... İster kızın, küfredin, ister çatlayın, ister teşekkür edin. Ben doğruları söylemekle mükellefim.
Toplu açılış töreni.31 Ağustos saat 11.20. Devletin önemli bir bakanı geliyor, valiler, kaymakamlar orada. 100 tane bürokrat orada ama 100 tane halk, vatandaş yok. Çok anlamlı bir kare. Düşünecek , ders alacak kişi ve kişiler ben değilim. Tören alanında kimse yok. 100 kişi vardı onların çoğunluğu da kaplıcaya gelen misafirlerdi. Gönen Çayı ile ilgili müjde verilecek diye gitmiştim ben de, çekim de yaptım. Fos çıktı. Sonra çekimi yayınlamadım, kasetime yazık oldu, vaktime yazık oldu bilseydim gitmezdim. Ha Belediye başkanına Gönen halkı yüzde altmış destek veriyormuş, söylenti öyle. Siz ce de öylemidir, yüzde altmış mıdır, görünen köye kılavuz gerekir mi. Yazık oluyor Gönene. Dün Şaralok köyündeydim, yollar tam bir rezalet. İnsan değil yaban bile yaşayamaz orada. Köy halkı isyanda. Dumanalan köyü muhtarı 5 yıldır, seçimlerden sonra bir tek kişi gelmedi buraya, köyün yoluna bıçak bile vurmadılar diyor. Onun yalancısıyım.... Tahminim o dur ki, Ak Parti çizgisinde olan birisi olarak dürüstçe söylüyorum ki iktidar yerel seçimde Göneni kaybedebilir. Şu an Gönen de üç kişi belediye başkanlığına aday, üçü de tutmaz, tutmayacak, üçü de halk içinde sevilmiyor, çok kesin konuşuyorum, boşuna emek ve masraf etmesinler. İktidar partisine belediyeyi Gönende kaybettirmek istiyorlarsa bastırsınlar, aday olsunlar, aday yapsınlar. Yakınlarına söylüyorum, boşuna gaz vermeyin, ateşe atmayın. İktidar partisi kimi koysa kazanır mantığı artık yok. Soran olursa anlatırım, ama kimse sormaz, merak etmez. Çünkü istişare anlayışı yok kişilerde. Kimseyle konuşmak, tanışmak, fikir almak ihtiyacı hissetmiyorlar. Yanlarındaki yağcılara göre hareket ediyorlar, onların gazıyla yürüyorlar. Gönenin artık yeni yüzlere, yeni figürlere ihtiyacı var. Kavgacılara, hizipçilere, çıkarcılara, çetecilere, zorbacılara, Ankara da genel merkez kapısında dilenenlere yer yok artık yeni dünyamızda. Bunları birileri bunlara anlatmalı. Benden söylemesi.
Kadir Demircan 2.9.2013 05366062730
Mısır Halkı İnsanlığın Onuru İçin Direniyor
Yaşasın Darbeciler, Zalimler, Cuntacılar, Yerli İşbirlikçiler İçin Cehennem
Belediyenin Anosn Ettiği TV Programını İzledim
Çakma Gazeteciler
Belediyeden Çifte Standart
Gönendeki Tuvaletler
Gönene İyilik yapalım
Artık Belediye Başkanını Biz
Belirleyeceğiz ….
Ben Tarafım...
Başbakan Göneni Neden Teğet Geçti
Oda Seçimleri Üzerine
Mekke Medine İzlenimleri
Ben Tarafım...
Gönen Sohbetlerim Başlıyor....
Keşif Jeneriğini İzle....
KEŞİF SLAYT-jenerik-3-olaytv-kaidrdemircan ile kesiftv